Duygu Odaklı Psikoterapi Nedir?
Sitemizde, psikoterapi modellerini herkesin kavrayabileceği bir dille kaleme almaya çalıştık. Bu yazımızda Leslie Grenberg ve arkadaşlarının geliştirdiği deneyimsel bir terapi modeli olan Duygu Odaklı Psikoterapiyi tanıtıyoruz. Burada yazılanlar bilgi amaçlı olup, herhangi bir tedavi içermez. Duygu odaklı psikoterapi nedir merak ediyorsanız okumaya devam edin.
Terapide Duygularla Çalışmak
Hümanistik bir yaklaşım olan duygu odaklı psikoterapi, danışanın duygularını fark etmesi, duruma ve bağlama uygun duygu deneyimine ulaşmalarını amaçlar. Duygu odaklı terapide duyguların nasıl verimli bir şekilde sağlanacağı öğrenilebilir. Greenberg’e göre duygular, nasıl davranacağımızı belirler. Korku hissettiğimizde bir tehlikenin varlığı söz konusu oluyor. Korkuyorsak kaçmak ve kendimizi korumak için eylemde bulunuruz. Öfkelendiğimizde sınırlarımızı korumak ve tehditleri uzaklaştırmak için harekete geçiyoruz. Eğer duygu odaklı terapi uygulayan bir terapistle çalışıyorsanız, seanslarda duygularınızı daha iyi tanımlar, deneyimler, kabul eder, keşfeder, anlamlandırır, dönüştürür ve esnek biçimde yönetebilirsiniz.
Duygu Odaklı Terapi Hangi Becerileri Kazandırır?
Duygu odaklı terapiyle danışanlar, kendileri ve çevreleriyle etkileşimlerinde duygu ve düşüncelerine erişmede daha becerikli olurlar. Bu kazanımlar onların çevreleriyle daha uyumlu yaşayabilmelerine katkı sunar. Terapide duygularla çalışmak demek, en sıcak duygularımıza erişip onlarla yüzleşmek demektir. Korkumuzun ve öfkemizin işlenmesi ve dönüştürülebilmesi için seans anında hissedilmesi amaçlanır. Duygu odaklı terapisti, danışanın duygularını empatik biçimde kabul eder, danışanın kendi duygularına sahip çıkmasına rehberlik eder. Kendimizde neler olup bittiğini anlayamaz ve kabullenemezsek değişim mümkün değildir. Duygu odaklı terapiye göre kalıcı biçimde düşünce ve davranışlarımızın değişebilmesinin anahtarı duygusal değişimdedir.
Duygu Odaklı Psikoterapinin Temel İlkeleri
Duygu Odaklı Terapide (DOT) iki temel prensip vardır: Terapide empatik ilişkinin sağlanması ve terapötik ilişki ile danışanın duygularının kolaylaştırılması. Terapötik ilişki bir diğer adıyla terapötik ittifak, terapötik rapport ve terapötik alyans olarak da ifade edilen, danışanın deneyimlerinin olduğu gibi kabul edildiği, duygularının anlaşıldığı güvenli bir ilişkidir. Danışan bu ilişki biçiminde güvenle kendini açabilir (Greenberg, Rice, & Elliott, 1993). Bu terapi modeline göre empatik ilişkinin kendisi iyileştirici bir işlev gösterir. Bu işlev ile terapistin seansa hakimiyeti tam olmalı, süreci yönlendirebilmeli, danışanın duygularına katılabilmeli ve bir sinerji içinde danışanın duygularını dönüştürebilmelidir. Duygu odaklı terapide hem danışan hem de terapist, duygusal deneyim içinde karşılıklı birbirlerini etkilerler. Terapist, danışanın neler hissettiği ve neler yaptığı konusunda uzman değildir. Terapistin uzmanlığı, danışanın kendi duygularının ve ihtiyaçlarının neler olduğu konusunda araştırma yapmasını sağlayacak yöntemlere sahip olmasıdır. Yoksa terapist, danışanın neler hissetmesi ve düşünmesi gerektiğini bilen birisi değildir.
Hissediyorum, Öyleyse Varım
Duygu odaklı terapi, “düşünüyorum, öyleyse varım” temel kabulünden ziyade, kavramsal ve deneyimsel bilgi arasında bir ayrım yapar. Herhangi bir kişisel deneyimimizde hissettiklerimiz kadar düşünebiliyoruz. Eğer hissetmiyorsak düşüncelerimiz oluşmuyor. Duygu odaklı terapide, danışan belirli farkındalıklara yönlendirilir. Bu farkındalık içinde duygularını yoğun bir biçimde seans anında yeniden deneyimler ve hissettiklerine yeni bir anlam verir. Danışanlar, hissettikleri duyguların farkında olmadıkları gibi, ne hissettiklerini anlamlandıracak farkındalıkta da değillerdir. Duygularla çalışmak, doğrudan duyguların yeniden deneyimlenmesine odaklanmayı gerektirir.
Sonuç olarak, kendimizle ve öykümüzün oluşmasına katkı sunan, yaşamımızdaki diğer önemli kişilerle birlikteyken neler hissetmişiz, onların yeniden ifade ediliş şeklidir duygu odaklı terapi. Duygu odaklı psikoterapi deneyimi için psikolog ve psikoterapiste başvurun.
Kaynaklar
Greenberg, L. S., & Angus, L. E. (2004). The contributions of emotion processes to narrative change in psychotherapy: A dialectical constructivist approach. In L. E. Angus & J. McLeod (Eds.), The handbook of narrative and psychotherapy: Practice, theory, and research (pp. 331–349). London, England: Sage.
Greenberg, L. S., Rice, L. N., & Elliott, R. (1993). Facilitating emotional change: The moment-by-moment process. New York, NY: Guilford Press.
©2024 Klinik Psikolog-Psikoterapist Ali Bıçak, Her Hakkı Saklıdır. www.alibicak.com içeriğini sürekli yeniler, yeni içerikler üretmeye devam eder.
Bir yanıt yazın